26 Kasım 2010 Cuma

Eşekler iktidar olsa…

İlkokula yeni başladığım yıllardı. Anneme sürekli “Anne, ben büyüyünce bütün eşekleri toplayacağım ve onları kral gibi yaşatacağım” derdim.  Eşek, en sevdiğim ve gördüğümde beni hüzünlendiren hayvanlardan biridir. Sabrı, dayanıklılığı ve o güzel gözleri onu her gördüğüm yerde beni benden alır. Pazar günü gazete keyfi yaparken Hürriyet Gazetesi’nde Cansu Çamlıbel’in haberini okudum ve gözlerime inanamadım.  Şu anda dernek sıfatıyla çalışmalarına devam eden Kürdistan Eşek Derneği’nin lideri ile yapılmış bir ropörtaj vardı. İlk okuduğunuzda bunu, aklını yitirmiş bir liderin sadece mevcut düzene muhalafet etme çabası olarak görebilirsiniz ama felsefesi aklıma çok yattı, itiraf etmeliyim. 

Eşek Hareketi’nin lideri Ömer Klol’un söylemlerinin temelini iyi insan olma meselesi ve adalet oluşturuyor.  Bir de eşek yerine konmayı bir aşağılanma kabul eden genel geçer yaklaşıma kafa tutuyor. Ben de oldum olası ters bir hareket yapana “Eşek” denmesine, küfür edilmesine her zaman kızmışımdır. Bunun, kabalığı yapan karşısında eşeğe yapılmış bir hakaret olduğunu savunmuşumdur. “Eşek, adamdan adamdır. Eşeğin sırrı sabrındadır. Babam eşek üzerinde neft satardı. Dur desen durur, git desen gider. Sabahtan akşama kadar çalışır, sonra bir tutam ot yer, Allah’a şükreder” diyen Klol,  eşeğin gördüğü muameleyi iktidardaki siyasetçilerin halka yönelik tutumuna benzetiyor.  “Eşek çalışıyor, inek yiyor. Yani biz çalışıyoruz, siyasetçiler yiyor” diyen Klol, Eşek Hareketi’nin sloganını “Eşek çalışsın, eşek yesin” diye özetliyor. Sözün özü; ilkokul çağlarında benimsediğim felsefemin hayata geçmesine çok sevindim. Yalnız olmadığımı görmek güzel. Bu arada Klol, köylerde kaderlerine terk edilmiş eşekler için büyük bir de barınak kurmak istiyormuş. Bölgesel Kürt Hükümeti’nden bu konuda yardım talebinde de bulunmuş. İstediği destek sadece 6 bin dolarmış. Siz delinin teki diyebilirsiniz.  Dernek, şu anda 10 bin üyesiyle yerel seçimlere katılmayı hazırlanıyor. Ben son derece destekliyorum. Akıllı olanlara oy veriyoruz da ne oluyor.  Bir eşek gelse de başa bayram etsek…

Not: Sebati Karakurt, ropörtaj sonrası yıllık üyelik aidatı olan 50 TL’yi ödeyerek derneğe üye olmuş. Valla kıskanmadım desem yalan olur.  

8 Kasım 2010 Pazartesi

Musluğun başında oturana laf söyleyebilmek için suyla işin olmamalı

Geçenlerde Ali Ağaoğlu’nun reklamının lider açısından risk taşıdığında söz etmiştik. “Yaptım  oldu” mesajıyla dikkat çeken bu ego merkezli reklamın mizah unsuru olması çok zaman almadı. Çok güzel hareketler bunlarda işlenen tipleme ardından facebookta hayli eğlenceli bir şekilde gündeme geldi. Ali Ağaoğlu’nun yanına onun lider ve kurum itibarını aynı potada değerlendirecek ona “çok iyi oynadınız efendim” yerine “bu reklamlara devam etmeseniz” diyecek birileri lazım. Sinan Çetin de reklam yönetmeni olsa gerek Ali Ağaoğlu çok iyi oynadığını düşündükçe destek veriyor. Ne de olsa reklamlara çıkan aynı zamanda musluğun başında oturan kişi. Sorun da buradan çıkıyor. Musluğun başında oturana laf söyleyebilmek için suyla işin olmamalı…