20 Şubat 2011 Pazar

Musalla taşına sponsorluk?

Uzun zamandır yazmak istediğim bir konu var. Ne zaman bir ünlü vefat etse ve Zincirlikuyu Camii’nden ebedi istirahatine uğurlansa televizyon ekranlarında iki kare beliriyor: Biri; Merhum/merhumeyi son yolculuğuna uğurlayan gözü yaşlı sevenler ve diğeri; Çanakkale/Kalebodur markası. Musalla taşının üzerine tente yapılması konusunda destek verilmiş olsa gerek ki; bu hayır işini, tentenin üzerine markayı oldukça büyük puntolarla yazarak biz potansiyel tüketicilerin gözüne sokma gereği duymuşlar. Oldukça köklü ve kurumsallaşma yolunda olan markalar, nasıl olur da böyle hatalar yapabiliyor anlamış değilim. Bu bir tatil beldesinde yapılmış şemsiye sponsorluğu ile eş değer görülmemeli. Böylesi hassas bir platformda bir ihtiyaca çözüm üretmeniz, iki kurum arasında kalması gereken bir konudur. Hayır işidir ve gizlisi makbuldür. Şimdi ne oldu? Her cenaze gördüğümde Çanakkale/Kalebodur markasını arar oldu gözüm. İş kolunu ifade eden hela taşı yerine (alaturka tuvaletlerin olduğu yerdeki seramik türüne "hela taşı" denir) musalla taşıyla özdeşleşir oldu bu marka zihnimde. Belki de amaç buydu, olmaz olmaz demeyin. Reklamın iyisi kötüsü, yeri zamanı olmaz zihniyeti,  değerlerimizi de hiçe sayar oldu. 

Durum böyle olunca, benim de kendilerine marka stratejileriyle uyumlu bir önerim var. Zincirlikuyu Mezarlığı’nın girişinde “Her canlı, ölümü tadacaktır” yazar. İstanbul’un en işlek caddesi üzerindeki bu alan, marka görünürlüğü açısından oldukça etkili ve kaçırılmaması gereken bir yer. Hem bu alan, seramik uygulamaya da müsait. 
Çanakkale Seramik yetkililerine duyurulur. 

16 Şubat 2011 Çarşamba

Vasiyet

Hayatımda 7, 17 ve 27'nin hep özel bir yeri oldu. Bundan sonra hep güzellikler getirsin diliyorum. Bugün 17.02.2011. Babam, aramızdan ayrılalı tam 3 yıl oldu. 17 Ocak’ta doğmuştu 17 Şubat’ta aramızdan ayrıldı.  Zaman çok çabuk geçti ama acısı azalıyor mu? derseniz, yokluğun ruhunuzdaki ağırlığı artıyo, yokluğun acısı yerini özleme bırakıyor.  Özlemek canımı acıtıyor. Rüyamda o çok sevdiği parçayı söylüyordu bana. Ben de hep içimden onun için bu parçayı mırıldanıyorum ve her an anıyorum, anımsıyorum, örnek olsun, onun gibiler artsın diye anlatıyorum herkese, her an…

Anımsayın,
Anımsayın ki tazelensin geçen günler
Adım anın
Anın ki unutulmayım
Kuşların kanat çırpışındaki güçte ısrar ediyorsam
Bir yerlerinde sesim
Bir yerlerinde adım
Duyulsun
Duyulsun diyedir

Şimdi göğün beni öpen yerinde uyuyorum
Unutmayın ki
Kar yağdığında tenim üşümesin
Beklemekle geçmişti ömrüm
Yeni bir bekleyiş var uykumda
Rüyalarım andığınızı fısıldıyor
Ruhum neşeli, bedenim sıcak
Dağılmadan duruyorum

İstemem
İstemem bir tek çiçek getirenim olmasın
Ağlayanım olmasın başımda,istemem
Benim kekiklerim,ıtırlarım var
Toprağım taşım var
Böceklerim rüzgarım
Dikenlerim kuşlarım
Bin bir renkli hayallerim var

Şimdi göğün beni öpen yerinde uyuyorum
Unutmayın ki
Kar yağdığında tenim üşümesin
Beklemekle geçmişti ömrüm
Yeni bir bekleyiş var uykumda
Rüyalarım andığınızı fısıldıyor
Ruhum neşeli, bedenim sıcak
Dağılmadan duruyorum


Kuddusi - Vasiyet